Logo

Size iyi geleceğiz...


Icon

Telefon

+90 850 308 31 93

Icon

E-Posta

altunizade@isavak.org

Icon

Adres

Altunizade Mah, Kısıklı Cad. NO:51 Üsküdar / İstanbul

Bülten


Duygusal Yeme

11 Ekim 2023 Çarşamba
Blog Details

Kişi yaratılış gereği iyiye yönelmek, iyiyi deneyimlemek istemektedir; bedenine ve ruhuna iyi gelmeyen şeylerden de uzaklaşmaya çalışmaktadır, ki bu anlaşılır bir istektir. Bu yaşamsal kaçınma motivasyonuna evrimsel açıdan  bakıldığında her ne  kadar işlevsel gibi görünse de bazı bedelleri de beraberinde getirdiğini görmekteyiz. 

Günlük hayat içerisinde sıklıkla kendini gösteren acıdan kaçmaya dair motivasyonumuzu,  kişinin temel ihtiyaçlarından olan beslenme davranışında da  görmekteyiz. Kişi günlük hayatını idame ettirmek için enerjiye ihtiyaç duymakta ve bu enerjiyi bir takım gıdalardan karşılamaktadır. Fakat kişinin, günlük hayat içinde herhangi bir açlık belirtisi olmaksızın  (enerji açlığı olmadan) yeme davranışı göstermesi, uzun vadede yemeyi problematik bir döngünün parçası haline getirmektedir. Son zamanlarda sıkça rastladığımız bu döngüye,  “Duygusal Açlık-Yeme” adını vermekteyiz. 

 Duygusal yeme davranışı en basit haliyle,  olumsuz yoğun duygulara verdiğimiz fiziksel bir cevap olarak tanımlanmaktadır.  Kişiler sıkıntılı  hayat olayları karşısında duydukları  öfke, hayal kırıklığı, suçluluk, üzüntü gibi yoğun duygularla baş etmek amacıyla sıklıkla yeme davranışı gösterebilmektedir.  Yaşanılan sıkıntılı durum karşısında geçici bir süreyle rahatlama sağlayan bu yeme davranışı zamanla midenin genişlemesine ve midenin devamlı büyümesinden dolayı yeme davranışının sıklığında artışa sebep olabilmektedir. 

Sanıldığının aksine duygusal yeme davranışı, yalnızca  belli bir kilonun üzerinde olan kişilerde rastladığımız bir yeme davranışı değildir. Spor yapan, çok ağır diyet programları uygulayan kişilerde de duygusal yeme atakları görülebilmektedir. Yapılan egzersiz ve  ağır diyetler yemeyi hatırlatıcı veya hazırlayıcı rolde kendini gösterebilmektedir.  Zamanla kişinin bu mahrumiyet hissini yaşaması, uzun vadede kendisini eskisinden daha çok yerken bulmasına zemin hazırlayabilir.  Sıklıkla yeme davranışındaki irade kaybı bir süre sonra, suçluluk ve utanç gibi ikincil duyguların yoğunluğunun artmasına ve  kişinin öz değerine ilişkin değer yargılarının zedelenmesine neden olabilmektedir. Kısacası olumsuz bir duygulanımdan kaçınmak için gösterdiğimiz yeme davranışı, istemediğimiz duygular ile bizi tekrar bir araya getirmekte ve bu kısır döngünün içinde sıkışıp kalmamıza sebebiyet vermektedir. 

Bu yeme atakları ile mücadele edebilmek için öncelikle kişinin duyduğu yeme davranışının fiziksel bir açlık mı?  Yoksa duygusal bir açlık mı?  olduğuna karar vermesi gerekmektedir. Kişi eğer fiziksel açlık  yaşıyorsa; midesinde rahatsızlık hissi, kan şekerindeki düşüşten kaynaklı halsizlik hissini deneyimlemektedir  ve besin değeri fazla olan gıdalara yönelmektedir. Duygusal açlığı deneyimleyen kişiler ise herhangi bir fiziksel belirti olmaksızın, aniden yeme isteği duymakta, gıda tercihinde besin değerini ve besinin vereceği tokluk hissini gözetmeme eğilimi göstermektedir.  

Yapılan araştırmalar kişinin günlük hayatta maruz kaldığı yüksek stres seviyesinin, kişinin algıladığı açlık/tokluk durumlarına karşı düşük hassasiyet seviyelerine sahip olduğunu göstermektedir. Yeme döngüsüyle birlikte bozulan bu ritmin normale dönebilmesi için kişinin otomatik pilottan çıkıp kendi bedenini ve içsel uyaranlarını takip etmesi gerekmektedir.  Bunun yanı sıra olumsuz duygulanımları bastırmak veya kaçınmak yerine duyguya izin vermesi ve duygusal yeme atağından hemen önce ve süreç içerisinde kendisine ‘Midemde açlık hissi var mı?’,  ‘Nasıl hissediyorum?’, ‘Duygumu tanımlayabiliyor muyum?’, ‘Şu an bu duygunun yok olmasını mı istiyorum?’ şeklinde yeme ihtiyacını tetikleyen duygu, düşüncelere dikkat etmesi gerekmektedir. Fark edilen bu işlevsiz düşüncelerin değerlendirilip, neden işlevsiz oldukları konusunda fikir sahibi olduktan sonra yerlerine alternatif düşüncelerin getirilmesi gerekir.

Uzm. Psk. Gurbet Ulaşkın