İhtiyaç Halinde Alarmı Çalıştırınız!

İnsan; onlarca duyguyu, yüzlerce davranışı, binlerce düşünceyi taşır heybesinde. Günümüze eşlik eder bu heybedekiler. Kısa aralıklarla bambaşka şeyler hissedebilir, bambaşka ruh hallerine bürünebiliriz. Neşeyle çıktığımız bir sabah eve dönüşümüz gözü yaşlı olabilir. Korkarak girdiğimiz odadan umutla çıkabiliriz. Hüznümüz aniden kesilip yerini sevinç alabilir. Ya da birden kuşatabilir bizi çaresizlik..
Duygularımız özellikle yaşımız gençken daha fazla çeşitlilik ve değişkenlik gösterebilir. Ergenlik ve genç yetişkinlik dediğimiz dönemlerde özellikle negatif duygu durumlarına hızla kapılabiliriz. Haliyle bir çığ gibi büyür içimizi sıkan o his. Kaçtıkça büyür, yok saydıkça büyür, paylaşmadıkça büyür, büyüdükçe baş edilemez gibi gözükür. Bu baş edilemez algısının en büyük destekçilerinden biri ise “duyguyu bir başına yaşamaya kendini zorlamak”tır. Oysa iyi kötü tüm duyguların kaliteli bir paylaşım ile daha sağlıklı bir noktaya gelebildiğini görürüz.
Paylaşmaktan kast edilen önümüze gelene çöp kutusuna döker gibi duygularımızı boşaltmak ve savruk paylaşımlar yapmak değil elbette. Kiminle neyi paylaşacağımıza hem mantıksal hem de duygusal bir süzgeçten geçirerek karar vermeliyiz. Hislerimizi konu başlıklarına ayırıp o alanda dünya görüşüne, bakış açısına, sizi tanıma derecesine göre değer verdiğimiz insanlarla paylaşabiliriz hislerimizi. Bu paylaşım, göremediğimiz seçenekleri görmemize, tutunacak bir amaç bulmamıza, altından kalkamadığımız duygu yoğunluğunun hafiflemesine yardımcı olacaktır. Bu yüzden kaçmayalım paylaşmaktan.. Tecrübelerimiz azken bazı duygularla baş etmek çok daha zor olabilir. Bilen, yaşayan birinin pusula olması bizi bu duygu denizinde kaybolmaktan kurtarabilir.
Genç yaşlarda sıkıntıları ve zorlanmaları tek başına göğüsleme isteği oldukça doğaldır, ki bu bireysel gelişimimizde bize olgunluk da katar. Ancak ihtiyaç halinde alarmı çalıştırmayıp elimizdeki kovayla koca bir yangını söndürme telaşına girmek de hem faydasız hem de çok yıpratıcı olacaktır. Bazı konularda veya durumlarda yapabileceklerimizin bir sınırı olduğunu ve bu yüzden sağlıklı bir sosyal desteğin bizi daha yukarı taşıyabileceğini kabullenmek de olgunluk içerir. Olgunlaşmayı bir başınalık ile karıştırmamak önemlidir bu yüzden. İhtiyaç halinde o alarmı çalıştırmak, o duyguyu paylaşmak, o düşünceyi bölüşmek konfor alanımızı genişletecektir. Kendimizi bu fırsattan alıkoymayalım..
Psikolog/Aile Danışmanı Amine ŞENTÜRK