‘Ödül’ mü doğru ‘Ceza’ mı?

Bir insanın bir davranışı daha fazla veya daha az yapmasında ne etkilidir? Diyelim ki bir çocuğa eve gelince ellerini yıkamasını öğretmek istiyoruz. Ellerini yıkadığı zamanlarda aferin demek mi etkili olur yoksa yıkamadığı zamanlarda ceza vermek mi? Psikoloji bilimi ödüllendirme ve cezalandırmanın bir davranışın yapılmasını artırmada etkili olduğunu söyler. Peki çocuğu ele alalım. Ceza verenle mi daha sağlıklı ve açık bir iletişim kurar yoksa ödüllendirenle mi?
Ödüllendirme yani diğer adıyla da pozitif pekiştireç dediğimiz bu kavram, kurduğumuz ilişkilerde iletişimi daha sağlıklı hale getirmemize yardımcı olur. Örneğin; Sevdiğimiz birine hediye aldığımızda, destek olduğumuzda, güzel bir söz söylediğimizde, onun hayatını kolaylaştıracak şeyleri yaptığımızda sevdiğimiz kişinin bize “teşekkür ederim, çok memnun oldum” demesi ona bu yaptıklarımızı daha çok yapma isteği uyandırır. Pozitif pekiştireçlerin sık sık kullanılması ebeveyn-çocuk, evlilik, arkadaşlık ve iş ilişkilerinde ilişkilerin daha sağlıklı bir gidişatının olmasını olumlu yönde etkileyecektir.
Diğer bir yandan cezalandırma yöntemi de etkili olabilmektedir. Ve kritik zamanlarda dozunda kullanmak çok önemlidir. Fakat bu cezalar kronikleştiğinde etkisini kaybeder. Etkisini kaybettiği gibi de ilişkilerdeki yakınlık ve samimiyeti olumsuz manada etkiler. Örneğin; bir çocuğa disiplinli bir şekilde ders çalışmasını öğretmek istiyoruz. Her ödevini yapmadığında ona cezalar vermek ne derecede etkili olur? Uzun vadede bu durum çocuğun bu şekilde düşünmesine sebep olabilir. “ Bu kişi bana hep ceza veriyor zaten o zaman ödev yapmamın bir manası yok.” Bunun yerine yapılmasından hoşnut olduğumuz davranışı ödüllendiriyor olmamız hem ilişkilerdeki yakınlığı arttırır hem de o davranışın daha fazla yapılmasına sebep olur. Ceza vererek karşı tarafın istenen davranışı yapması ya da istenmeyen davranışı yapmaması sağlanabilir. Ancak bu genellikle kısa sürelidir. ‘Öğrenmenin gerçekleşmesi ve doğru davranışın içselleştirilmesi ceza ile değil olumlu geri bildirimlerle çok daha mümkündür. Bu nedenle verilen bir ceza sonucu istenen davranış gözlemlendiğinde hemen olumlu geri bildirimlerle davranışın pekiştirilmesi gerekmektedir.
İletişim kurarken eleştiri yapmakta aslında bir ceza gibi algılanabilir. Aslında eleştiriyi yapan kişi çok iyi niyetli bir tutumla karşı tarafa iyi geleceğini düşündüğü şeyi söylüyor olabilir. “Bence o kıyafet sana yakışmamış.” “Böyle düşünmen çok saçma.” gibi söylemler karşı tarafı üzebilir, öfkelendirebilir, kendini savunmasına veya içine kapanmasına sebep olabilir. Bundan dolayı da ilişkideki yakınlığı ve samimiyeti zedeleyen bir duruma getirebilir. Tabi ki bir şeyi söylemenin birçok yolu ve üslubu vardır. Her söylememiz gereken şey muhatabımızın hoşuna gitmeyebilir. Dolayısıyla, özellikle çift ilişkilerinde eleştiri yapmadan önce durup eleştirinin nasıl algılanacağını düşünmekte fayda vardır. Özetle, kurduğumuz ilişkilerde cezalandırma davranışlarını azaltıp ödüllendirme davranışlarını artırmak, ilişkilerimizi olumlu anlamla etkileyecektir.
Psikolog Zeynep Beyza Erkılıç