TurkishEnglish
İSAVAM – 0850 308 31 93
TurkishEnglish
'Huzurlu bir aile için, evlilik öncesi muhtemel sorunlar veya evlilik sırasında yaşadığınız problemleriniz için, alanında uzman psikologlarımızdan danışmanlık hizmeti alabilirsiniz.'
Hemen Randevu Alın

Öz Yeterlilik Üzerine

Öz Yeterlilik Üzerine

Psikolojide önem arz eden kavramlardan bir tanesi Öz Yeterlilik (Self-Efficacy) kavramıdır. Bu kavram, kişilerin kendileri hakkında sahip oldukları düşüncelerin gerçek hayatta oluşturduğu olumlu veya olumsuz etkilerini temsil eder. Bu duruma örnek olarak, basketbol oyununda yeteneksiz olduğunu düşünen birisinin bu alandaki öz yeterlilik seviyesinin düşük olmasını verebiliriz. Bu düşünce kişide, “ne de olsa basketbolda iyi değilim” diyerek daha az şevkle çalışmasına ve bunun sonucu olarak da gerçekten başarısız olmasına neden olur. Bu durum psikolojide “Kendi Kendini Gerçekleştiren Kehanet” olarak kavramsallaştırılmıştır. Bu durumun oluşmasının temelinde ise kişinin kendi becerilerine olan inancının (öz yeterliliğinin) düşük olması yatmaktadır. Örnekte de olduğu gibi, kişinin basketbol oynama becerisi hakkında sahip olduğu düşünce, onun bu alandaki başarısını direkt olarak etkilemektedir.

Özellikle çocuk ve ergenlere yetenekleri hakkında söylenen cümlelerin etkisi, yetişkinlere göre daha kalıcı olabilir. Okul derslerindeki başarısızlıklarından yola çıkarak bir çocuğa “Sen zaten akıllı bir çocuk değilsin.” Demek, derslerdeki başarısızlığını, karakterindeki bir eksiklikle bağdaştırmasına neden olabilir. Yeteri kadar ders çalışsa ya da konular tane tane sabırla tekrar anlatılsa belki başarılı olabilecek olan çocuğun, kendisini “ben zaten akıllı değilim” düşüncesiyle bağdaştırması, akademik anlamda öz yeterlilik seviyesinin ciddi anlamda düşmesine sebep olur. Bunun yerine, aynı derecede derslerinde başarısız olan bir çocuğa, “Sen gayet akıllı bir çocuksun fakat derslerine yeteri kadar çalışmadığın için başarısız oldun.” Demek, onun başarısızlığını karakterine değil, yaptığı tercihlerin yanlışlığına (ders çalışmamayı tercih etmesi ya da yeteri kadar çalışmaması gibi) bağdaştırmasını sağlar. Böylelikle çocuk, “ne kadar çalışırsam çalışayım yapamayacağım.” Düşüncesi yerine, “yeteri kadar çalışırsam, yapabilirim, daha önce yapamamamın sebebi yalnızca yeterli çalışmamamdı.” Düşüncesine sahip olur.

Günlük hayatımızın birçok alanında karşı karşıya kaldığımız etrafımızdaki insanların bizim hakkımızda yaptığı yorumlar ayna etkisi yaparak kendimiz hakkında geliştirdiğimiz inançlarımızın inşasında rol oynayabilir. Her ne kadar yetişkinler olarak yapılan yorumların gerçek olup olmadığına dair daha sağlıklı bir filtreye sahip olsak da çocuk ve ergenler bu yorumları gerçekmiş gibi alıp, karakterlerinin bir parçası olarak kabul edebilirler. Bu kabuller kişilerin öz yeterlilikleri hakkında olumsuz inançlara sahip olmalarına sebep olabilir. Bu sebeple özellikle çocuk ve ergenlerle konuşurken, olabildiğince onların karakterleri hakkında olumsuz yorum yapmamalı, yaptıkları davranışları değerlendirerek onların daha sağlıklı davranışlar sergilemelerine vesile olmaya çalışmalıyız.

03 Mayıs 2023
Merhaba!
Size nasıl yardımcı olabilirim?