+90 850 308 31 93
altunizade@isavak.org
Altunizade Mah, Kısıklı Cad. NO:51 Üsküdar / İstanbul
Ebeveynler istenmeyen bir davranışı engellemek ya da istenen bir davranışı kazandırmak için cezalandırma yöntemine başvururlar. Cezalandıran çocuklar öfke duygusunu hissederler. Bu duyguyu nasıl yöneteceklerini bilemediklerinde ise istenmeyen davranışı arttırarak tepki gösterirler. Bazı çocuklar da cezalandırma karşısında yoğun kaygı hissederler. Kaygı hisseden çocuklar davranışı tekrarlamaktan korksalar da öğretilmek isteneni tam olarak kavramış olmazlar.
Cezayı kullanarak kısa vadede zorlu durumları çözdüğünü düşünen ebeveynler uzun vadede başka zorluklarla karşı karşıya kalacaklarını fark etmezler. Cezalandırma duygusal zararlara yol açar. Ceza karşısında korku geliştiren çocuklar özgüvenlerini kaybetmeye başlarlar. Sürekli cezaya maruz kalan çocuklar isyan etmeye meyilli olurlar. Bazı çocuklar ise cezalandırılmayı sevgisizlik olarak yorumlarlar ve anne babaları ile olan bağları zedelenir. Cezanın sebebini anlamayan çocuklar aynı davranışları gizlice yapmaya devam edebilirler. Gizlice yapmaya devam etmek ya da korkudan dolayı davranışı bırakmak iç disiplinin gelişmesini engeller. Çocuklar yetişkinleri gözlemleyerek davranış repertuarlarını oluştururlar. Cezaya maruz kalan çocuklar sorunları çözmek için şiddete başvurabilirler. Ebeveyn olduklarında ise bu işlevsiz yöntemi kullanmaya devam edebilirler ya da hiç sınır koyamayabilirler. Çocuklar cezalandırıldıkları zaman kendilerini güçsüz hissederler ve “güçlü olan haklıdır” düşüncesini inanç haline getirirler. Bu çocuklar güçlü olmak için her yola başvurabilirler. Okullarda zorbaca davranışlar sergileyebilirler. Sert tutumlarla büyütülen çocuklar sevgiyi hissetmekte zorlanacakları için kendilerini değersiz hissederler. Değerli olduğunu düşünmeyen çocuklar içlerine kapanabilirler. Başarısızlık korkusu geliştirebilirler. Keşfetmeleri engellendiği için girişimcilik ruhları zayıflayabilir. Anne babalarının öfkesinden ve cezasından kurtulmak için yalan söylerler. Duygularını açıkça ifade etmekten kaçınırlar. Fiziksel şiddet gibi cezalara maruz kalan çocuklarda ruh beden bütünlüğü algısı da bozulur.
Çocuklara sınır çizilirken ya da istenmeyen bir davranış engellenmeye çalışırken ceza yerine mahrumiyet uygulaması kullanılmalıdır. Mahrumiyet uygulaması, çocukların hoşuna giden bir şeyden ya da bir haklarından geçici olarak mahrum bırakılmaları anlamına gelir. Mahrumiyet uygulamasında çocuklar cezalandırılmaz, davranış değişikliğini sağlamak asıl amaç olur. Ceza genellikle öfkeyle verilirken mahrumiyet kararlı bir şekilde uygulanır. Cezalandırılan çocuklar aşağılandıklarını hisseder. Sınırlandırma uygulayan ebeveynlerin çocukların davranışlarına odaklanır. Ceza kısa vadede işe yararken mahrumiyet uygulaması uzun vadede sonuç verir. Cezalar çocukların kişiliğini hedef alırken mahrumiyet uygulamasında davranışa odaklanılır. Ayrıca, çocuklarla ebeveynler arasındaki bağ konu olmaz, sağlıklı ilişki devam eder.
Mahrumiyet uygulaması çocukların davranışlarının sonuçları olduğunu anlamalarını sağlar. Davranışın sonuçlarını üstlenen çocukların sorumluluk bilinci gelişir. Disiplin sahibi olurlar. Dürtülerini kontrol etmeyi öğrenecekleri için özdenetim kazanırlar. Mahrumiyet uygulaması ile istenilen davranışın devamlılığı sağlanacağı için sosyal ve ahlaki değerler de gelişir. Çocukların problem çözme becerileri artar ve aile içinde yaşanan zorluklar daha kolay çözülür.
Çocukların istenmeyen davranışlarından sonra oyuncak, tablet, oyun oynama zamanı gibi şeylerin sınırlandırılmasına mahrumiyet uygulaması denir. Ebeveynler öncelikle çocuklara istenilen davranışın neden yapılması gerektiğini anlatmalılar. Anne babalar kendi davranışlarıyla çocuklarına örnek olmalılar. Kurallar ve sonuçlar çocuklara açıklanmalı. Mahrumiyet uygulamasında istenilmeyen davranışı yaptıklarında çocuklarla ne olduğu hakkında konuşulur. Çocuklar hatırlatmalara ya da tekrarlara rağmen sınırlara uymadıklarında yaptırım uygulanır. Mahrumiyet bir günlüğüne uygulanır. Süre dolduktan sonra çocukların mahrum bırakıldıkları her ne ise çocuklara tekrar verilir. Anne babalar bu süre zarfında kararlı bir tutum sergilemeliler. Ayrıca, yaptırım yaparken şefkatli bir dil kullanılmalı. Sert bir üslup çocuklara kendilerini suçlu hissettirir. Bu yüzden de çocuklara mahrumiyet bir seçenek olarak sunulmalı.
Mahrumiyet uygulamasında sevgi asla geri çekilmez. Çocuklar ilgiden mahrum bırakılmaz. Ebeveynler mahrumiyet uygulamasında, aşağılayıcı ve eleştirel bir dil kullanmamaya dikkat etmeli. Çocuklara davranışlarının sorumluluklarını almaları için yaptırım uygulanır. Amaç ebeveynlerin yönetemedikleri duygularla çocuklarına duygusal ya da fiziksel şiddet uygulamak değil.
Cezalandırmanın ya da görmezden gelmenin aksine sınırlar koymak, sınırlara uyulmadığı takdirde yaptırım uygulamak çocukların üzerinde etkili olur. Mahrumiyet uygulaması çocukların daha sorumluluk sahibi ve daha özgüvenli olmalarını sağlarken ebeveynlerin de otoritelerinin sarsılmasını engeller. Çatışma ve kriz anlarının azalmasını sağlayan yaptırım uygulaması çocuklarla ebeveynlerin sağlıklı ilişki kurmalarını destekler.
Psikolog Elif Büşra Bozali Güneş