+90 850 308 31 93
altunizade@isavak.org
Altunizade Mah, Kısıklı Cad. NO:51 Üsküdar / İstanbul
Çocuklar keşfederek öğrenirler. Dünyayı keşfederken çevrelerinde neler olacağını tahmin edemezler. Tehlikelerden korunmaya ve güvende olmaya ihtiyaç duydukları için sınırları öğrenmeleri gerekir. Keşif yaparken hangi noktaya kadar gidebileceklerini bilmek isterler. Ailelerin beklentilerini anlayabilmek için evin kurallarının öğretilmesine ihtiyaçları vardır. Sınırlar sayesinde çocuklar sosyal normları öğrenirler. Toplumda nasıl davranacaklarına dair fikir sahibi olurlar. Neyin kabul edilebilir, neyin kabul edilemez olduğunu anlarlar.
Kurallara uyan çocukların öz disiplinleri gelişir. Haz odaklı olmazlar. Kararlı ve sabırlı olmayı bilirler. Sorumluluk bilinçleri daha fazla olur. Yaşadıkları ortamın kurallarını öğrenen çocuklar davranışlarının sonuçları olduğunu bilirler. Sonuçları seçebilen çocuklar daha dayanıklı olurlar. Karar verme becerisine sahip olduklarında kendilerine güvenleri artar. Ayrıca, sağlıklı sınırlarla büyüyen çocuklar kendilerinin çizgilerini öğrenecekleri ve başkalarının da sınırlarını aşmayacakları için de öz güvenli olurlar. Sınırlarla büyüyen çocuklar daha sağlıklı ilişkiler kurarlar. Sınırlar bir kısıtlama olarak anlaşılsa da aslında çocukların bağımsızlıklarını sağlıklı bir şekilde kazanmalarını sağlar.
Sağlıklı sınırlar olmayan evlerde çocuklar sorumluluk almakta zorlanırlar. Duygularını düzenleme becerileri yeteri kadar gelişmez. Sabırsız olurlar ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanırlar. İstediklerine ulaşmak için uyumsuz davranışlar sergilerler. Sadece anne ve baba ile değil otorite olarak kabul ettikleri kişilerle çatışma yaşarlar. Sınırların sert uygulandığı evlerde de çocuklar kaygılı olur. Kendilerine güvenemezler. Her istediğini elde eden çocuklarda ise empati yeteneğinin gelişmediği görülür. Toplumsal kuralları anlamakta güçlük yaşarlar. Bu yüzden de sosyal uyum problemleri ortaya çıkar.
Sınırların çeşitleri vardır; katı sınırlar, geçirgen sınırlar ve esnek/net sınırlar. Katı sınırlarda güç ve kontrol ebeveynlerdedir. Çocuklar için anne babalar sadece otorite figürüdürler. Süreci yöneten ebeveynlerdir. Anne babalar sorunları çözen kişilerdir. Bu yüzden de çocuklar, problem çözme becerisi kazanamazlar. Çözüm bulabileceklerine inanamazlar. Keşfetmek isteyen çocukların denemeleri için alan yoktur. Çocuklar hayatı deneyimlerken kendilerini ebeveynlerin sert duvarlarına çarparlar. Bu sınır çeşidinde, ebeveynler sık sık cezalandırma yöntemine başvururlar. Katı tutumlar ve cezalar çocuklarda öfke duygusunu ortaya çıkarır. Öfkelerini kontrol etmekte zorlanırlar ve aileye karşı saldırgan davranışlar sergilerler. Bazı çocuklar ise sert cezalardan korkarlar. Daha çekingen davranışlar sergilerler. Denemekten kaçınırlar. Şefkatten uzak sınır koyan ebeveynler karşısında çocuklar kendilerini güçsüz hissederler. Güçsüz hisseden çocuklarda da yoğun kaygı olur. Kaygılı olan çocuklar özgüvenli olamazlar.
Ailelerin sınır koyup uygulamakta zorluk yaşadığı sınırlar geçirgen sınırlar olarak tanımlanır. Bu sınır şeklinde, kurallar bilinir ama uygulanmaz. Tutarlı bir tavır yoktur. Kurallar değişkendir. Güç ve kontrol katı sınırların aksine çocukların elindedir. Çocukların yaşadıkları zorluklarla ebeveynler baş eder. Anne babalar problem çözmeyi üstlenirler. Ebeveynler belli aralıklarla ev kurallarını anlatırlar ancak devamlılık olmaz. Çocuklar anne babalarının sabırlı olmadıklarını fark ettiklerinde daha fazla ısrar ederler. Kuralları kabul etmezler. Otoriteyi reddederler. Ebeveynlerin kararlarının değişken olduğunu fark ettiklerinde anne babalarını pek saymamaya başlarlar. Geçirgen sınırların olduğu evde büyüyen çocukların öz disiplinleri gelişmez. Dürtülerini kontrol etmekte zorluk yaşarlar. İsteklerine ve hazlarına odaklı olurlar.
Net/Esnek sınırlar ise sağlıklı sınırlardır. Kurallar ve sınırları aşmanın sonuçları bellidir. Ceza sistemi değil mahrumiyet uygulaması kullanılır. Böylece cezalandırılmayan çocuklar sorumluluk almayı öğrenirler. Öz denetim sahibi olurlar. Ebeveynleri ile aralarında güç savaşı olmaz. Davranışların sonuçları olduğunu anladıkları için problem çözme becerileri gelişir. Anne babalar çocukları yerine zorlukları çözmezler. Net sınırları olan ailelerde iş birliği vardır. Çocuklar ve ebeveynler uyum içerisinde hareket ederler. Çocuklar otoriteye saygı duyarlar.
Sınırları belirlerken ailelerin dikkat etmeleri gereken en önemli unsur kendi sınırlarını bilmeleridir. Kırmızı çizgilerini bilen ebeveynler evdeki kuralları daha kolay belirler. Hangi noktalarda esneyebileceklerini bilirler ve net sınırların içinde tutarlı bir şekilde çocuklarına esneklik sağlarlar. Önemli bir başka nokta ise ebeveynlerin ortak bir dil kullanmaları gerekir. Ebeveynler arasındaki tutarsızlıklar çocuklar için sınırları aşmanın bir fırsatı olur. Çocuklara kurallar öğretilirken dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur ise tartışmaya girmemek ve pazarlık yapmamaktır. Pazarlıklar çoğu zaman çocukların kazanmasıyla ya da ebeveynlerin cezalandırılmasıyla sonuçlanır. Kuralların ve kurallara uymamanın sonuçlarının çocuklar tarafından anlaşılıp anlaşılmadığını kontrol etmek de önemlidir. Mesaj iletilmediyse çocuklardan uyumlu olmaları beklenemez.
Sınırlar ebeveynlerin en hassas olduğu konulardan biridir. Çocukların da dünyayı anlamak için güvenli çerçevesi belli olan güvenli ortamlara ihtiyaçları vardır. Anne ile babaların uyum içinde olmaları, çocuklara şefkatle yaklaşmak ve tutarlı bir tutum sergilemek sistemin işlemesi için çoğu zaman işe yarar.
Psikolog Elif Büşra Bozali Güneş