Logo

Size iyi geleceğiz...


Icon

Telefon

+90 850 308 31 93

Icon

E-Posta

altunizade@isavak.org

Icon

Adres

Altunizade Mah, Kısıklı Cad. NO:51 Üsküdar / İstanbul

Bülten


Kurban-Kurtarıcı-Zalim Üçgeni: İlişkilerde Görünmeyen Oyunlar

17 Eylül 2025 Çarşamba
Blog Details

Hayatın içinde hepimiz zaman zaman kendimizi çaresiz, suçlayan ya da kurtarıcı rollerinde bulabiliriz. Bu doğal bir insani durumdur. Ancak bu roller kalıcı hale gelip ilişkilerimizin merkezine yerleştiğinde, fark etmeden yıpratıcı bir döngünün içinde buluruz kendimizi. En çok karşımıza çıkan ilişki kalıplarından biri de budur: Karpman'ın Drama Üçgeni, ya da bilinen adıyla Kurban-Kurtarıcı-Zalim üçgeni.

Bu yazıda bu üçgenin ne olduğunu, nasıl işlediğini, çift ve aile ilişkilerini nasıl etkilediğini ve

bu döngüden nasıl çıkılabileceğini ele alacağız. 

 

Üçgenin Rolleri: Kimin Nerede Durduğunu Anlamak

 

  1. Kurban

Kurban rolündeki kişi, kendisini daima mağdur ve çaresiz hisseder. Sorumluluk almaktan

kaçınır; sorunların dışsal nedenlerden kaynaklandığına inanır. Genellikle iç sesi şuna

benzer:

“Ben elimden geleni yapıyorum ama hiçbir şey değişmiyor.”

Bu kişiler sıkça başkalarından yardım ya da kurtuluş bekler, kendi iç kaynaklarını

kullanmakta zorlanır.

 

Örnek olarak Ayşe, evde her işi yaptığını düşünüyor. Kocasına "Ben her şeyi tek başıma

yapıyorum, sen hiçbir şeye karışmıyorsun!" diye sitem ediyor. Ama görev paylaşımı yapmak

ya da destek istemek yerine, sessizce her şeyi üstlenip sonra kendini yalnız hissediyor.

Böylece kurban rolüne yerleşmiş oluyor.

 

  1. Kurtarıcı

Kurtarıcı, dışarıdan yardımsever biri gibi görünür; ama yardım etme dürtüsünün altında,

başkalarının onu takdir etmesine olan ihtiyacı yatar. Sıklıkla kendi sınırlarını ihlal eder. “Ben

olmasam herkes perişan olur” inancı ile hareket eder. Ancak bir süre sonra yorgun düşer ve

farkında olmadan kurbana veya zalime dönüşebilir.

Örnek olarak Mehmet, eşi Zeynep'in her sıkıntısını çözmeye çalışır. İşten yorgun gelse bile,

Zeynep bir şey isteyince hiç "hayır" diyemez. Onun yerine kararlar alır, sorunlarını çözer.

Fakat bir süre sonra “Ben senin her şeyini üstleniyorum, sen bir teşekkür bile etmiyorsun”

diyerek hem sitem eder hem de öfkelenir. Bu, kurtarıcılığın sürdürülemez hale gelip diğer

rollere geçiş yaptığı bir örnektir.

 

  1. Zalim (Suçlayıcı)

Zalim rolü genellikle öfke, eleştiri ve baskı ile kendini gösterir. Zalim, diğerlerini yetersiz

görmekten veya onları cezalandırmaktan kaçınmaz. Ancak bu rolün altında genellikle

güvensizlik, incinmişlik veya kontrol kaybı korkusu yatar. Suçlayarak güç kazandığını

hisseder.

 

Örnek olarak Zeynep, eşinin küçük bir hatasında bile “Sen hep böylesin, zaten hiçbir şeyi

doğru yapamazsın!” diye çıkışıyor. Bu yaklaşım, aslında kendi içsel öfkesinin dışa

yansıması. Eşi bir süre sonra ya tamamen içine kapanıyor (kurban oluyor) ya da benzer bir

şekilde karşılık veriyor (zalim oluyor).

 

Roller Sabit Değildir: Üçgende Sürekli Hareket Vardır

Bu roller arasında geçişler çok yaygındır. Bir gün kurtarıcı olan kişi, ertesi gün kurban gibi

hissedebilir. Hatta bazen bir konuşma içerisinde bile roller arasında geçiş yapılır. Bu da

iletişimi daha da karmaşıklaştırır. Terapide, çiftlerin sıkça şöyle cümleler kurduğunu duyarım:

  • “Ben hep onun iyiliği için uğraşıyorum ama yetmiyor.”
  • “Ben ne yaparsam yapayım suçlu oluyorum.”
  • “Beni zaten kimse anlamıyor.”

Bu ifadelerin tümü, üçgenin içinde sıkışmış olmanın işaretidir.

 

Drama Üçgeninden Çıkış Mümkün mü?

Kesinlikle evet. Ancak bunun için önce döngünün fark edilmesi gerekir. İşte bazı öneriler:

  1. Rolünü Fark Et

Kendinize şu soruları sorun:

  • Yardım etmeye çalışırken gerçekten yardım mı ediyorum, yoksa kontrol mü

kuruyorum?

  • Eleştirirken çözüm arıyor muyum, yoksa duygusal boşalım mı yaşıyorum?
  • Hep mağdur rolünde miyim, yoksa kendim de sorumluluk alıyor muyum?

 

  1. Sınır Koymayı Öğren

Kurtarıcılar için “Hayır” demek, kurbanlar için “Benim de sorumluluğum var” demek, zalimler

için ise “Empati kurmam gerek” demek, iyileşme yolculuğunun başlangıcıdır.

 

  1. Açık İletişim Kur

Duygularınızı dürüst ama yargılamadan ifade edin. “Sen zaten hiç…” gibi suçlayıcı

cümlelerden kaçının. Bunun yerine “Bu durum beni şöyle hissettirdi” gibi ifadeler kullanın.

 

  1. Profesyonel Destek Alın

Evlilik ve çift terapisi, bu tür kalıpları daha net fark etmenizi sağlar. Terapist gözetiminde bu

rollerin arka planındaki duygular keşfedilir ve yerine daha sağlıklı iletişim yolları inşa edilir.

 

Rol Yapmayı Bıraktığınızda Gerçek Bağ Kurulur

Karpman’ın Drama Üçgeni, görünürde basit ama derin anlamlar taşıyan bir dinamiği anlatır.

Bu rollerin içine sıkışmak, hem kişisel gelişimi hem de ilişkileri sabote eder. Oysa bu

üçgenden çıkmak mümkündür. Bunun için farkındalık, cesaret ve bazen de dışarıdan bir göz

gerekir.

Unutmayın: Sağlıklı bir ilişki, rollerin değil, gerçek benliklerin buluştuğu bir alandır. Sizi

tüketen döngüler yerine, birbirinizi destekleyen bir bağ kurmak mümkün. Bu yolculuk kolay

değildir ama kesinlikle değerlidir.

 

Klinik Psikolog Fatma Begüm TURANOĞLU